Gitti Gen-Z , Geldi CXL

Daha önce çok kez beni çok heyecanlandıran Gen-Z teknolojisi ile ilgili yazılar yazmıştım hatta kendimi Gen-Z Türkiye gönüllüsü olarak tanımlıyordum.

Gen-Z Konsorsiyumu, Compute Express Link (CXL) Konsorsiyumu ile birleşti. Bu, özel ilgi alanım olan veri merkezi bağlantı standartları alanında oldukça önemli bir gelişmeydi.

Sürecin özeti şu şekilde oldu,

  • Başlangıçta İş Birliği (2020): CXL Konsorsiyumu ve Gen-Z Konsorsiyumu başlangıçta bir Mutabakat Zaptı imzalayarak birlikte çalışma ve protokoller arasında köprü kurma konusunda anlaştılar. Her iki teknoloji de düşük gecikmeli memory ve depolama kaynak havuzlarının yüksek hızlı paylaşımına odaklanmıştı. CXL düğüm seviyesinde önbellek tutarlılığını hedeflerken, Gen-Z sıra seviyesinde doku bağlantısına odaklanıyordu. Aslında bu iki teknolojide birbirini tamamlayıcı teknolojiler olarak görülüyorlardı.
  • Birleşme Kararı (2021): Daha sonra, Kasım 2021’de, Gen-Z Konsorsiyumu tüm spesifikasyonlarını ve fikri mülkiyetini CXL Konsorsiyumu’na devretmek için bir Niyet Mektubu imzaladı.
  • Resmi Kapanış ve Entegrasyon (2022): Ocak 2022’de Gen-Z Konsorsiyumu resmi olarak faaliyetlerini durdurma ve tüm varlıklarını CXL Konsorsiyumu’na devretme sürecini başlattı. Bu, CXL’in ileriye dönük tek endüstri standardı olarak hareket edeceği anlamına geliyordu. Bu birleşme, zaten aynı hedefe koşan 2 farklı oluşumu bir araya getirerek kaynak israfını önlemeyi ve inovasyonu hızlandırmayı amaçlıyordu. CXL Konsorsiyumu, Gen-Z’nin çalışmalarını kendi gelecekteki spesifikasyonlarına dahil etmeyi hedefledi öyle de yaptı.

CXL 3.0 Specification ile birlikte önümüzdeki yıl duyurulacak server modellerinde kullanılacak, Yapay Zeka altyapılarını bir adım daha öteye taşıyacağını düşündüğüm PCIe 6.0 Standardını duyurdu.

Buradan yola çıkarak, Oracle Exadata’dan CXL’e: Bellek Devrimi ve SPARC’ın Yükselen x86 Karşısındaki Gerilemesi konusuna biraz değinmek istiyorum. Son birkaç yıldır Veri Merkezlerinde çok ciddi değişimler meydana geliyor, hem fiziksel olarak , hemde enerji kulllanımı anlamında kocaman kocaman sistemler çıkıp yerlerine daha küçük cihazlar girmeye devam ediyor.

Oracle Exadata ve CXL: Bellek Yönetiminde Yeni Bir Dönem

Oracle Exadata, Oracle’ın “mühendislik ürünü ” felsefesinin en parlak örneklerinden biridir. Donanım (sunucular, depolama, ağ) ve yazılımın (Oracle Veritabanı, Exadata System Software) baştan sona entegre ve optimize edildiği bu sistemler, özellikle büyük ve kritik veritabanı iş yükleri için tasarlanmıştır. Exadata, zaten Akıllı Depolama (Smart Storage), InfiniBand yüksek hızlı ağ iletişimi ve Hibrit Sütunsal Sıkıştırma (HCC) gibi çığır açan özellikleriyle tanınıyor. Peki, Compute Express Link (CXL) teknolojisi bu zaten güçlü yapıya ne katıyor?

CXL, özellikle bellek yönetimi ve hızlandırıcı entegrasyonu konusunda Exadata’ya yeni bir boyut kazandırıyor.

  • Bellek Genişletme ve Katmanlama: Exadata veritabanı sunucuları, CXL özellikli CPU’lar ve CXL bellek genişletme modülleri sayesinde mevcut Memory yuvalarının ötesinde bellek kapasitelerini artırabiliyor. Bu, özellikle devasa in-memory veritabanları ve karmaşık analitik iş yükleri için kritik.
  • Akıllı Depolamada Hızlandırıcı Entegrasyonu: Exadata’nın akıllı depolama sunucularında çalışan “Smart Scan” gibi offload işlemleri, CXL.cache ve CXL.mem protokolleri ile daha da verimli hale geliyor. Bu, depolama sunucularındaki işlemcilerin veya özel hızlandırıcıların, veri kopyalama ihtiyacı olmadan veritabanı sunucularının belleğine veya kendi CXL bağlı belleklerine düşük gecikmeli erişim sağlamasına olanak tanıyor. Bu, özellikle veri analizi ve hatta gelecekteki YZ/ML iş yükleri için Exadata’nın performansını artırıyor.
  • Memory Pooling: CXL 2.0 ve 3.x’in getirdiği memory pooling yetenekleri, Exadata’nın birden fazla veritabanı sunucusunun ortak bir CXL bellek havuzuna dinamik olarak erişmesine olanak tanıyor. Bu, bellek kaynaklarının daha esnek tahsis edilmesini, iş yükü taleplerine göre yeniden tahsis edilmesini ve böylece bellek israfının azaltılmasını sağlıyor. Belleğin CPU’dan fiziksel olarak ayrıştırılması ise donanım yenileme döngülerinde daha fazla esneklik sunuyor.

Oracle’ın CXL entegrasyonu, zaten amaca yönelik tasarlanmış Exadata’yı bellek yönetimi ve sistem esnekliği açısından daha da akıllı ve verimli hale getiriyor.

SPARC’tan x86’ya:

Bir zamanlar kurumsal dünyada, özellikle UNIX sunucularında ve veritabanı sistemlerinde SPARC gibi RISC (Reduced Instruction Set Computer) mimarileri performans lideriydi. Karşılarında ise kişisel bilgisayarlara güç veren, daha karmaşık talimat setlerine sahip x86 (Complex Instruction Set Computer – CISC) mimarisi vardı. Ancak zamanla bu tablo kökten değişti.

x86’nın Yükselişinin Nedenleri:

  1. Performans Devrimi: Intel (ve daha sonra AMD), x86 işlemcilerini çok çekirdekli tasarımlar, gelişmiş önbellek yapıları ve yeni komut setleri (SSE, AVX) ile sürekli geliştirerek tek çekirdek ve çok çekirdek performansında SPARC’ı yakaladı, hatta geçti. Spec org sitesindeki CPU karşılaştırmalarını incelemenizi tavsiye ederim.
  2. Maliyet Etkinliği : x86, PC pazarındaki devasa üretim hacimleri sayesinde inanılmaz ölçek ekonomileri elde etti. Bu, birim maliyetlerini düşürürken Intel ve AMD arasındaki rekabet de fiyatları daha da aşağı çekti. SPARC ise daha niş bir pazarda kalarak yüksek maliyetli oldu.
  3. Geniş Ekosistem ve Yazılım Desteği: x86, Windows ve Linux gibi çok geniş bir işletim sistemi yelpazesini destekliyor. Milyonlarca geliştirici, binlerce ticari ve açık kaynaklı uygulama x86 platformu için geliştirildi. SPARC’ın birincil işletim sistemi olan Solaris’in yazılım desteği ise oldukça sınırlı kaldı. Bu durum, şirketlerin x86’yı tercih etmesinde önemli bir faktör oldu. Artık çoğu kurum büyük veri tabanı sistemlerini Solaris den Redhat’e geçirmeye başladı ve çok büyük bir hızla dönüşüm devam ediyor.
  4. Enerji Verimliliği (Watt Başına Performans): Veri merkezlerinin enerji maliyetleri yükseldikçe, watt başına düşen performans kritik hale geldi. x86 işlemciler, üretim teknolojilerindeki ve mimari optimizasyonlardaki ilerlemeler sayesinde daha enerji verimli hale gelerek SPARC’a göre daha cazip hale geldi.

SPARC’ın Gerilemesi:

    Oracle’ın Sun Microsystems’i satın almasıyla SPARC’ın geleceği değişti. Oracle, SPARC geliştirmelerine devam etse de, odak noktası genel sunucu pazarından, kendi “Engineered Systems” portföyünün bir parçası olarak belirli niş alanlara kaydı. Günümüzde SPARC sistemleri, mevcut Oracle altyapılarına sahip büyük kuruluşlar ve belirli kritik Oracle Veritabanı veya Java iş yükleri için tercih edilse de, genel sunucu pazarındaki hakimiyetini tamamen x86’ya bırakmış durumda.


    Gelecek ve Mimari Savaşları

    Bugün, veri merkezleri sadece x86’ya bağlı kalmıyor; ARM tabanlı sunucular da enerji verimliliği ve ölçeklenebilirlik vaadiyle yükselişte. Ancak x86, yıllar içinde edindiği avantajlar ve sürekli inovasyonla hala pazarın büyük çoğunluğunu elinde tutuyor.

    Oracle Exadata’nın CXL gibi yeni nesil bağlantı teknolojilerini benimsemesi, kendi entegre sistemlerini geleceğin iş yüklerine hazırladığını gösteriyor. SPARC’ın gerilemesi ise, teknoloji dünyasında hiçbir mimarinin sonsuza dek zirvede kalamayacağının ve adaptasyonun başarının anahtarı olduğunun çarpıcı bir örneği. Bu dinamik değişim, biz IT profesyonelleri için sürekli öğrenme ve en uygun mimariyi seçme zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.

    CXL Consortium’u yakından takip edip gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

    Kaynaklar: oracle.com, pcisig.com , computeexpresslink.org, cxlconsortium.org

    5 1 vote
    Article Rating